1975 mayıs ayının 3 ünde ne gün olduğunu annem hatırlamıyor ama düzgün bi saate yani anlatılanlara göre sabah girmiş annemler akşama kucaklarında ben olduğum halde hastaneden çıkmışlar beni doğuran halamın beni ilk eline aldığında anestezinin etkisinde uyuyor olmamdan dolayı ölü sanması ve beni elinden fırlatması sonucunda popomun üstüne yada kafamın üstüne düştüğüm konusunda rivayetler var (acaba kafa üstüne düştüm diyemi böyle oldum)neyse sonra ağlamaya başlamışım tabi. 1976-77 öyle işte arada çamaşır suyu içmeler midemin yıkanması gibi olaylar dışında istanbul a taşınılmış ailece baba ressam olduğu için çalışmalarına burda devam etmek istiyor.
Diye başlıyor Deniz Tuzcuoğlu hikayesi, başlamasına başlıyorda, bize bu kadar yakın, sıcaklığını bu denli hissettirebilen, gülümsemesiyle mutluluk katabilen bir isim olarak hafızalarımızdan ziyade, kalbimize gömülen anlamı ile var olacağını bilemezdik. Yaşını göstermeyip, bilindiğinde "hadi canım" şaşkınlığını ifade ettiren sözlere mahkum etsede, 1 basamak daha çıkıyor. Bu seferki biraz daha farklı, farkı nedir soruna takılanlara yanıt olarak, 4x4 dostlarını işaret etmem yetecek sanırım. O basamakta bizlerde varız, bedenen olmasakta, düşüncelerimizi kaplayan, içimizdeki sana olan sevgilimizle eşlik ediyoruz.
Yeni yaşında, yeni güzellikler, yeni başarılar, yeni mutluluklar hep seninle olup, sonraki yaşına devredecek nice güzellikler bırakmasını sağlasın. İyiki doğdun, iyiki varsın ve iyiki bizimlesin